Cucumis - Ókeypis álinju umsetingar tænasta
. .



Umseting - Enskt-Turkiskt - Human Encounter

Núverðandi støðaUmseting
Hesin teksturin er tøkur í fylgjandi málum: EnsktFransktSpansktPortugisiskt brasilisktItalsktTýkstRussisktPolsktHollendsktSvensktNorsktDansktTurkisktKinesiskt einfalt
Umbidnar umsetingar: Slovenskt

Bólkur Heimasíða / Loggur / Torg - List / Skapan / Hugflog

Heiti
Human Encounter
Tekstur
Framborið av salimworld
Uppruna mál: Enskt

As I came to Earth in 1981, I involuntarily came into contact with human race. Except for a few bright encounters, I found the rest, dark and ugly. “Human Encounter” is my diary of these encounters. This album is divided into two categories:

The “dark side” reflects the ugly experiences. I noticed that human beings have a tendency to call everything by a name and misunderstand it later. So I do not care what they may actually mean by a word like "evil"; but no doubt human beings themselves are the main source of terror, pain and destruction on Earth.

The “bright side” reflects the pleasures I encountered in this planet. I say no pleasure happens on Earth without a human medium; so the corresponding songs are dedicated to individual human beings. Of course at first sight, Earth seems physically alluring, but those are only temporary characteristics. The only immortal thing is what a man creates.

Now that I am departing this planet, I will only miss a few people like those I named in the “bright side”... Let the others putrefy in the abyss of time.
Viðmerking um umsetingina
"Human Encounter" is a music album and this is the story behind the album.
I would be thankful if you also translate the title.
Please note that the phrase "Human Encounter" is a modification of "Alien Encounter". In "Alien Encounter", a human encounters aliens but in "Human Encounter", a being (here the storyteller) is encountering human beings.

Heiti
İnsan Karşılaşması
Umseting
Turkiskt

Umsett av Mesud2991
Ynskt mál: Turkiskt

1981 yılında Dünya'ya geldiğimde, istemeden de olsa insan ırkıyla temas kurdum. Karşılaştığım birkaç aydınlık dışında, gerisini karanlık ve çirkin buldum. 'İnsan Karşılaşması' bu karşılaşmalardan oluşan günlüğümdür. Bu albüm iki kategoriye ayrılır:

'Karanlık taraf' çirkin olayları yansıtır. İnsanoğlunun her şeye bir isimle hitap etme ve sonradan onu yanlış anlama gibi bir eğilimi var. Ben de onların 'musibet'* gibi bir kelimeyi kullandıklarında neyi kastettiklerini umursamıyorum; ama şüphesiz ki terörün, acının ve Dünya'nın yok olmasının ana kaynağı insanoğlunun ta kendisidir.

'Aydınlık taraf' ise bu gezegende karşılaştığım hazları yansıtır. Ben insan müdahalesi olmadan Dünya'da hiçbir hazın olmayacağını düşünüyorum; bu yüzden benzer şarkılar her insanoğlunun kendisine adanır. Tabi ki ilk bakışta, fiziksel olarak Dünya cazip gelir ama bunlar sadece gelip geçici özelliklerdir. Baki olan tek şey bir insanın ürettikleridir.

Bir gün bu gezegenden ayrılacağım, tek özleyeceğim şey ise 'aydınlık taraf' olarak adlandırdığım birkaç insan... Diğerleri zamanın boşluğunda çürüyüp gitsin.
Viðmerking um umsetingina
*musibet, kötülük, bela, uğursuzluk => 'evil'
Góðkent av FIGEN KIRCI - 13 Juni 2012 01:19





Síðstu boð

Høvundur
Eini boð

3 Oktober 2011 21:20

merdogan
Tal av boðum: 3769
Bir gün bu gezegenden ayrılacağım...> Şimdi bu gezeğeni terk ediyorum
....olarak adlandırdığım böyle birkaç insan...> olarak adlandırdığım birkaç insan

3 Oktober 2011 23:41

Mesud2991
Tal av boðum: 1331
"Now that", "since" anlamında kullanılıyor. "Bu gezegenden ayrılacağım için" demektense "Bir gün bu gezegenden ayrılacağım" diye yorumladım; böyle daha akıcı bence devamındaki cümleye de bakarsak.

10 Oktober 2011 22:30

merdogan
Tal av boðum: 3769
Ama benim önerim " Bu gezegenden ayrılacağım için" değil, "... terk ediyorum" yani şimdiki zaman.
Bence "Bir gün bu gezegenden ayrılacağım, tek özleyeceğim şey ise "aydınlık taraf" olarak adlandırdığım böyle birkaç insan" çevirisi;
(Bu gezegeni terk ediyorum, tek özleyeceğim şey "aydınlık taraf" olarak adlandırdığım birkaç insan) şeklinden olmalı

10 Oktober 2011 22:37

Mesud2991
Tal av boðum: 1331
Ama ben de sizin önerinize katılmadığı söylüyorum. "Now that"ın Türkçe karşılığı "-dığı için"dir; "şimdi" ile bir alakası yoktur.

Saygılarımla

10 Oktober 2011 22:52

Mesud2991
Tal av boðum: 1331
Örnek verecek olursak,

"Now that they are married, they live together" --> Evli oldukları için birlikte yaşıyorlar.

"...adlandırdığım böyle birkaç insan"a gelecek olursak, "like those"dan dolayı öyle çevirdim; yukarıdaki "aydınlık tarafı" ima ediyor.

5 Desember 2011 18:00

Pnar
Tal av boðum: 1
1981 yılında Dünya'ya geldiğimde--> when i was born in 1981

5 Desember 2011 18:25

Mesud2991
Tal av boðum: 1331
"As" burada "when/while" anlamında kullanılmıştır.

4 Januar 2012 17:53

Arnavut Biberi
Tal av boðum: 74
Evil, musibet değil de 'şeytani' olmalı, bir de çirkin olayları değil, 'çirkin tecrübeleri' olmalı diye düşünüyorum.

4 Mars 2012 14:20

FIGEN KIRCI
Tal av boðum: 2543
basarili bir ceviri olmus!
goruslerim:

-'evil' icin 'kotuluk' kullanmaliyiz.
-'..basa gelen cirkin olaylari' diyebiliriz (Arnavut Biberin notunu degerlendirecek olursak).
-bildigim kadariyla 'now that' bazen 'mademki' ve '-digine göre' kaliplarini da kapsiyor.
-'depart' ayni zamanda 'ölmek' anlamina da geliyor.
-son cumledeki 'Let' kelimesinin vurgusu bence onemli.
ozetleyecek olursam:
'Gunun birinde ölup,bu gezegenden göçup gidecegime/ayrılacağıma göre... Birak, diğerleri zamanın boşluğunda çürüyüp gitsin.'

btw, 'haz' yerine 'keyif' veya 'sevinç' kullanilirsa daha akici olmaz mi sizce?

4 Mars 2012 14:34

Mesud2991
Tal av boðum: 1331
Teşekkürler yorumlarınız için.

- 'evil' için 'musibet' demeyi tercih ettim çünkü biz genelde kötü bir olay olduğunda 'kötülük' demeyiz, 'musibet' deriz.

- 'Madem', '-dığı için' demek. Ama burada kulağa hoş gelmiyor. (Madem öleceğim, hadi günümü gün edeyim bari gibi olsaydı olurdu belki)

- 'Experience' ile 'event' eş anlamlı kelimelerdir.

- 'Bu gezegenden ayrılacağım' zaten 'öleceğim' anlamına geliyor.

- Bu yorumunuzda virgülden sonraki cümleciği yazmamışsınız.

- Bence en uygunu 'haz'.